22 Ağustos 2016

Kuran'ı Okumak ve Anlamak / Nasıl?




Kur'an nasıl okunmalı, anlamak için ne yapmalı, ne zaman, ne kadar okumalı, nelere dikkat etmeli? Okumazsak ne olur?  
M.Uysal

Nasıl Okunmalı?


 

-Okumaya başlamadan önce vücudunuz ve zihniniz temiz olmalı, mümkünse abdestli olunuz.
-Anladığın emir ve tavsiye cümlelerinin altını çiz, gerekirse görünür bir yere yapıştır, tek tek uygulamaya çalış.
-Kur'an'ın orijinali Arapça'dır. Sadece Türkçe anlamı ile yetinilmemelidir. Arapça'nızı da geliştirmek için daha doğrusu kolay anlamak ve ileride kolay karşılaştırma yapabilmek için önce Türkçe anlamını sonra Arapça aslını okumalıyız ve bunu ayet ayet yapmalıyız.
-Çok okumaya çalışmayın, az ama devamlı olun ve planınıza sadık kalın.
-Kur'an surelerini ilk zamanlar iniş sırasına göre okumanız Allah'ın sizi nasıl inşa etmeye başladığını görmeniz açısından da faydalı olacaktır.
-Kur'an akademik olarak da çalışılan bir kitaptır. Lakin sizin yapmanız gereken bir akademik zevk veya görev değildir. Siz hayatınızı tanzim etmek istiyorsunuz. Unutmayın.
-Not almanız güzel olur. Dikkatinizi çeken veya anladığınız yerleri kendi yorumlarınızla yazınız. Güzel bir günlük oluşabilir.

Nasıl Anlamalı?
-Aklımızı kullanarak, soru sorarak, araştırarak, acele etmeden okumalı ve anlamalıyız...
-Tevhit, şirk, ahiret, hesap konusunu işleyen ayetleri öncelikli olarak dikkate almalıyız.
-Allah’ın anlattığı gibi, o zaman yaşayanların anladığı ve bizim şimdiki zamanımızda anlaşılması gerektiği gibi…
-Bütünlüğü içinde en az 3 kez okuduktan sonra. Sure sure okumak, çalışmak ve anlamaya uğraşmak daha anlaşılır olabilir.
-Sure çalışmak nasıl olmalı? Örnek yöntem olarak şöyle yapılabilir: Bir sure yahut 5 sayfalık bir bölüm seçilir ve 15-gün yahut bir ay boyunca sürekli Arapçası

11 Ağustos 2016

Şirki Ne Kadar Biliyorsunuz?


Şirk Bilgi, Algı, Dikkat Test Çalışması
Bu test şirk konusunda kişinin kendisini sınaması ve bilgisini, dikkatini ölçebilmesi ve farkındalığı artırmak için hazırlanmıştır. Sonuçta aldığınız puanın bir değeri belki olacaktır ancak dünya hayatında bizi bekleyen en büyük tehlikenin farkına varmamızı sağlayacaktır.
Testi bitirdiğinizde "Gönder" butonuna tıklayın. Sonraki aşamada "Skorunuzu görüntüleyin"  linkinden puanınızı, doğru ve yanlış yaptığınız soruları detaylı olarak görebilirsiniz.
Bu test Google Formlar üzerinden yapılmıştır. Bu test ile sizden isim istenmemektedir. Bu test uygulaması asla ip bilginizi, kişisel verilerinizi, yer bilgilerinizi toplamaz.
Tahmini 2-3 dakikada tamamlanır.

TEST İÇİN TIKLAYIN

https://goo.gl/forms/l1KC6Yj6Q31brVvW2

Test yeterli sayıda cevaplandığı zaman genel ortlama istatistikleri burada yayınlanacaktır.


10 Ağustos 2016

HİZMET YOLUNDA CENNETİM FEDA OLSUN, CEHENNEME GÜLER GEÇERİM

"HİZMET YOLUNDA CENNETİM FEDA OLSUN, CEHENNEME GÜLER GEÇERİM"
(Enes KANTER)
Ali Uslu / İlahiyatçı
(Sosyal medya hesabından, izni ile alıntı yapılmıştır.)

Yukarıdaki söz F.Gülen'in müritlerinden meşhur basketçiye ait.
Bu söz basit bir söz değil. "CENNETİ FEDA" ederek hizmet etmek!
Bu sözün alt yapısını anlamaya çalışalım:
F.Gülen birçok konuşmasında bu mevzuyu işliyor. Fedakarlık vurgusu yaparken şu mealde şeyler söylüyor:
"DAVASI UĞRUNDA DEĞİL DÜNYASINDAN, AHİRETİNDEN BİLE FEDAKARLIK YAPABİLECEK GENÇLER..."
Yıllarca fedakarlık mevzuunda bu sözlerle motive edildiler. Şimdi bu mevzuyu biraz irdeleyelim.
A-İslami yönden:
1- Her müttaki müminin amacı Allah'ın rızasını kazanmak, ahirette cehennemden uzak durmak ve cennet nimetlerine kavuşmaktır. Buna, bize Kuran-ı Kerim teşvik eder, Peygamber efendimizin dualarında da bunu görürüz. Hiç bir mümin cehennemi hafife alamaz. Bu itikadi yönden kişiyi sıkıntıya sokar.
2- Bu sözlerden, "amaç" ile "araç"ın yer değiştirdiği anlaşılıyor.Yanlış metotlarla doğru yola ulaşılmaz. Hangi müminin davası ahireti kaybettirecek kadar önemli olabilir ki? Veya bir mümin için ahireti kaybettirecek dava, dava olabilir mi?
3- Bu sözlere inanan ve kendisini davaya(?) adayan kişilerin DHKP-C militanından farkı kalmamış demektir. Aklını kiraya vermiştir, verilen emrin Kur'an'a uygun olup olmadığını sorgulayamaz. Çünkü önemli olan davasıdır.
4- "Davası"na hizmet için gerekirse Allah'ın emirlerini terkedebilir, ve büyük günahları işleyebilir.yani davası için yalan söyleyebilir. Kumpas kurabilir. İçki içebilir. Birilerinin hakkını gasbedebilir.Tesettürden uzaklaşabilir. Zina yapabilir. İnsan öldürebilir. Darbe yapabilir. YALNIZ BUNLARI KENDİ NEFSİ İÇİN DEĞİL DAVASI İÇİN YAPABİLİR(?)
B-Psikolojik yönden:
1- Bu sözleri benimsiyen kişilerin iki kimliği vardır:
a- Bireysel kimliği. Bu kişiler ikili ilişkilerinde çok iyi bireyler olabilirler. İbadetlerine dikkatli Kur'an'a göre yaşayan ahlaklı, kul hakkını gözeten birer kişi olabilirler. Genelde bizler de bu kişileri bu kimlikleriyle tanırız
b- Cemaat (örgüt) kimliği: Davası uğruna her türlü pisliği yapabilecek ikinci kimlik. Çünkü böyle yetiştirilmişler. Bu kişiler davasına hizmet için aldığı emri sorgulamadan yapabilir ve YAPACAĞI İSLAMA AYKIRI ŞEYLERİ (AHİRETTEN) FEDAKARLIK YAPMAK OLARAK GÖREBİLİRLER.
c- Bu kişiler birinci kimliğiyle normal bir insan, ikinci kimliğiyle ise tam bir akıllı robot konumundadırlar.
d- İki kimlik arasında gidip gelen kişiler devamlı maske takmak zorunda olduklarından (Çift kimliği aynı zamanda taşımak) kişide nasıl bir yapı ortaya çıkarır? Psikologların incelemesi gereken önemli bir konudur.

14 Ağustos Ne Olacak?

14 Ağustos Ne Olacak?
M.Uysal
O gün ne olacak?
Hepimizin dilinde ve aklında bu soru var.
Peki, bu soru nereden çıktı?
FETÖ mensupları, Türkiye'yi yani kendi ülkelerini bu tarih ile tehdit ettiler de oradan çıktı.
Sosyal medya vb. mecralarda sürekli bu tarihi ülkelerinin gündemine tehdit olarak soktular. Yani ülkelerini tehdit ettiler bu tarih ile.
Bunun üzerine insanlarda bir tedirginlik oluştu. Oluştu, zira daha 15 Temmuz 2016 gecesi korkunç bir darbe girişimi ile sarsılmıştı bütün ülke. O yapının neler yapabileceğini görmüştü insanlar. Yani, boş beleş bir tehdit bile olsa Gülen'in sürekli şifreli, kapalı, acayip üslubundan

02 Ağustos 2016

Kütüphane Gelişmeli


Kütüphane Gelişmeli
M.Uysal
Son zamanlarda rotamı Tavşanlı Zeytinoğlu Halk Kütüphanesine çevirdim.
Gözlem notlarım:
1. Orta birinci sınıfta tanışmıştım orayla. İki sene yurtta kaldım ve hemen hemen okumadığım kitabı kalmamıştı, sonraki yıllar boyunca.
2. Daha önceki yıllarda tekrar uğramaya başladığımda çok fark olmadığını görmüştüm.
3. Şimdi yeniden bütün raflarda oyalanıyorum ve çocukluğumdaki kitapların hala aynı raflarda olması çok hoş geliyor. Nostalji iyidir. Her biri ile hatıram var.
4. Yeni kitaplar da var elbette lakin göze çarpmayacak kadar az.
5. Sadece yeni çıkan romanlarla yetinilmemeli.
6. Gündem iyi takip edilmeli ve gündemin popüler olmayan ve sarsıcı kitapları da oraya kazandırılmalı.
7. Her şeye rağmen orada bir kütüphanenin var olması çok güzel.
8. Tam 30 yıl önceki kütüphane ile bugünkü kütüphane hemen hemen aynı ise sorun var demektir.
9. Dinamik bir kütüphane görmek umudunu her daim içimde taşıyorum.
10. Orayı hep birlikte daha güzel yapabilir miyiz, diye düşünüyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...